Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), OECD’nin “Bilim, Teknoloji ve Sanayinin Görünümü 2014 Raporu”nu tercüme ederek “Bilim, Teknoloji ve Sanayide Türkiye’nin Durumu” başlığı altında kamuoyuyla paylaştı.
TİSK, çalışmanın giriş kısmında, “Türkiye’nin bilim, teknoloji, sanayi ve beceriler alanlarındaki küresel pozisyonu oldukça zayıftır.” değerlendirmesini yaptı. “Rakip ülkelerin aksine, Türkiye’de devletin oyun kurucu ve finansör olarak pasif bir durumda bulunduğu anlaşılmaktadır.” ifadelerine yer veren TİSK, bilim, teknoloji ve Ar-Ge’de ulusal hedeflerle mevcut durum arasında diğer ülkelerin aksine büyük mesafe bulunduğunu, Türkiye’nin sıçrama yapmaya ihtiyaç duyduğunu belirtiyor.
TİSK, değerlendirmesinde, Türkiye’nin, sanayiye daha fazla önem ve somut destekler vermesi, Ar-Ge ve inovasyonda sanayi-üniversite-kamu işbirliğini devletin oyun kurucu rolüyle geliştirmesi, bilimsel fikirleri ticarileştirme sistemini kurması, eğitim sistemini reforme etmesi, kadınların eğitim ve çalışma hayatına katılımını sağlaması gerekliliği üzerinde durdu.
OECD 2014 Bilim, Teknoloji Ve Sanayi Görünümü Raporu’nun Türkiye bölümünde, “Türkiye, büyük, hızlı gelişen, orta gelirli OECD Ülkesidir. Son dönemde hızlı bir sanayi gelişimi göstermiştir ancak, büyüme son iki yılda yavaşlamıştır. Bilim, teknoloji ve inovasyon kapasitesini artırmak için önemli gelişme göstermiştir ve Ar-Ge için yapılan gayrisafi yurtiçi harcama (GERD) oranı 2007-12 döneminde yıllık %8,2 artmıştır. Türkiye, Bilim ve Teknoloji Yüksek Konseyi tarafından onaylanan 2011-2016 Dönemi Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisini uygulama aşamasındadır.” deniliyor.
“Kümeler dikkat çekici”
Raporda, “Kümeler ve akıllı uzmanlaşma” şu satırlarla anlatılıyor: “Akıllı uzmanlaşma ve kümelenme son dönemde politikanın dikkatini çekmiştir. İşbirliğini artırmak ve yerel bilginin ekonomik ve sosyal faydaya dönüştürülmesini sağlamak amacıyla 2010 yılında yerel inovasyon platformları kurulmuştur. TÜBİTAK 2011’de, bölgesel inovasyon platformlarını ve yerel işbirliği ağlarını kurmak üzere rekabetçi bir finansman programı başlatmıştır. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu, işletmeler ve Ar-Ge personelleri için vergi teşviki ve altyapı destekleri kanalıyla teknoloji parklarının kurulmasını desteklemektedir. 2014 itibariyle 55 bölge kurulmuş, bunlardan 40 tanesi operasyonel hale gelmiştir ve Teknopark Performans Endeksine dayalı olarak BST Bakanlığı tarafından performans izlemeleri yapılmaktadır.”
Harcamalar da ortalamanın altında
OECD’nin 46 ülke arasında yaptığı “Ulusal Bilim ve İnovasyon Sistemleri” karşılaştırmasında Türkiye’nin durumunda ise şunlar var: Üniversiteler ve Kamuda Araştırma (GSYH’ye Kıyasla)-Kamuda Ar-Ge Harcaması: OECD ortalamasının (medyan) altında. En Nitelikli 500 Dünya Üniversitesindeki Payı: En alttaki 5 OECD ülkesi içinde ya da altında. Bilimsel Makale Yayını: En alttaki 5 OECD ülkesi içinde ya da altında.
Şirketlerdeki Ar-Ge ve İnovasyon (GSYH’ye Kıyasla)-Özel sektörün Ar-Ge Harcaması: OECD ortalamasının altında. Ar-Ge Yatırımcısı 500 Tepe Şirketteki Payı: OECD ortalamasının altında. Üçlü Patent Başvurusu: En alttaki 5 OECD ülkesi içinde ya da altında. Ticari Marka: En alttaki 5 OECD ülkesi içinde ya da altında.
Diğer yandan Türkiye’nin yaptığı ihracattan elde edilen katma değerin yurtiçinde kalmayan kısmı 1995’te %11 iken, 2009’da %22’ye çıktı. Üstelik, Türkiye bu faktöre dayalı sıralamada 1995’te 32’inci sırada iken 2009’da 24’üncü sıraya yükseldi. Yine de, Türkiye, toplam 56 ülke arasında 2009’da 39’uncu sırada ve yurtiçinde kalmayan katma değer oranı 2009 itibariyle ticari rakiplerinin çoğuna göre daha düşük.